ÖDEMİŞ FM |
|
|
|
|
|
|
|
|
|
|
|
|
|
|
|
|
|
|
|
|
|
|
|
|
|
|
|
|
|
.
>
Hangi anası tipli parlak çömeze
Hangi alemlerde kahkahanı ettin meze?
Hangi yamyamlara yedirdin,
O masum rüyamızı?
Hangi mahluklar çiğnedi,
El değmemiş sevdamızı?
Hangi bıçak keser şimdi,
Benim biriken hıncımı?
Hangi mermi dağıtır,
İnsanlara olan inancımı?
Hangi bekçi,
Hangi polis artık zapteder beni?
Ve hangi su bağışlatır,
Hangi musalla temizler seni?
Hangi sevgili var ki
Senin kadar duyarsız ve kalpsiz?
Ve hangi sevgili var ki
Benim kadar çaresiz?
Hangi ayrılık var ki
Böyle kanasın ve böyle acısın?
Ve hangi taşyürek var ki
Benim kadar ağlasın?
Baba
Sevdalar, sevdalar; yüregimde dolu dolu sevdalar,
Yoklugunun derinliginde sevdalim,cigerim yanar.
Sensizlige bakan gözlerim,sabah kanar,akşam kanar,
Söyle be Arif baba ! bu sevdalar hep böylemi başlar?
Duygularim delsede bagrimi buda yetmez bana,
Sevmek ! nede yalin söylenir.Neyleyim ki lazim bu cana,
Deryalar içinde kavrulmak gibidir sevdalim sevdana,
Söyle be Arif baba ! bu sevdalar hep böylemi başlar?
Sensizlik çekilesi dert degil,bak işte geçti başa,
Olmuyor sensiz, olmuyor işte! sevdalar bin yaşa,
Benim olani bende saklarim,bagrimi döndürsede taşa,
Söyle be Arif baba ! bu sevdalar hep böylemi başlar ?
Daglandi yüregim serap görmek oldu artik benim işim,
Dertlerim dügüm dügüm,akittim içime göz yaşim,
Binler beklerim, sen gelmeden içilmiyor aşim,
Söyle be Arif baba ! bu sevdalar hep böylemi başlar ?
Bulutlar ! alin götürün beni,gittiginiz yerde olayim,
Canima can katanimdan oldum, bHangi Ayrılık
Hangi gün karar verdin,
Küt diye çekip gitmeye?
Hangi lafım dokundu sana,
Böyle inceden inceye?
Hangi otobüs söyle,
Hangi uçak, hangi tren;
Seni benden götüren,
Beni bir kuş gibi öttüren?
Hangi kırılası eller dolanır şimdi,
Kırılası belinde?
Hangi rüzgar şarkı söyler,
O ay tanrıçası teninde?
Hangi çirkin gerçek uğruna,
Tükettin güzel ütopyamızı?
Hangi boşboğazlara deşifre ettin,
En mahrem sırlarımızı?
Hangi cama kafa atsam;
Hangi kapıyı omuzlayıp kırsam?
Hangi meyhanede dellenip,
Hangi masaları dağıtsam?
Ben de bu sersem başımı,
Karakolun duvarına vursam!
Kendimi caddeye atıp,
Arabaların altına savursam!.
Hangi tercih beni,
En hızlı şekilde öldürür?
Hangi şekil öldürmez de
Ömür boyu süründürür?
Kayıp ilanı mı versem,
Şehir şehir dolanmak yerine?
Ödül mü koysam, ölü veya diri,
Seni bulup getirene?
Hangi ayrılık var ki,
Böyle diş ağrısı gibi, durmadan zonklasın?
Hangi cam kesiği var ki
Böyle musluk gibi, içime damlasın?
Hiç sanmam, hasta kalbim,
Bunu bir süre daha kaldıramaz..
Feriştah olsa, böyle
Eli-kolu bağlı, bekleyip duramaz!..
Hangi mübarek dua,
Hangi evliya tesir eder, seni döndürmeye?
Hangi aptal mazeret ikna eder,
Ateşimi söndürmeye?
Olur mu be, olur mu?
Bu da benim gibi adama yapılır mı?
Aşk dediğin mendil mi;
Buruşturup bir kenara atılır mı?
Vefa bu kadar basit mi?
Alınır mı, satılır mı?
Hangi hırsız çaldı
Seni yırtık cebimden?
Hangi pense kopardı,
Bizi birbirimizden?
Hangi uğursuz hamal taşıdı valizini?
Hangi çöpçü süpürdü,
Yerden bütün izini?
Hangi yaldızlı otel,
Çarşaf serip barındırdı?
Hangi süslü manzara,
Seni kolayca kandırdı?
Hangi şarlatan imaj,
Böyle çabuk ilgini çekti?
Hangi pembe vaatler,
O saf kalbini cezbetti?
Dağ gibi adamı eze-eze,
Göz yaşlarim kurudu,pinar ! senden de su alayim,
Söyle be Arif baba ! bu sevdalar hep böylemi başlar ?
Yoklugu yok olana sigindim,onda buldum teselli,
Sevdalim bekle ! ne kaldi ki belki bir belki elli,
Esen yelden aldim kokunu,kavuşmamiz geçen günden belli,
Söyle be Arif baba ! bu sevdalar hep böylemi başlar ?
Ödünç Sevmek
Şu felege vücudumu
Ödünç verdim bana geri ver diye
Ama hiç vermedi vücudumu
O günden beri bedensizim, neden diye
Kalbimi sana verdim
Belki geri verirsin diye
Sende vermedin kalbimi geri
O günden beri kalpsizim de
Ben sana ödünç verdim
O kalbimi, yüregimi her şeyimi be sevgili
Bana geri veresin diye verdim
Degersiz görüp atasin diye degil
Demek demek sende
Beni ödünç sevmişin
Sevdigim sevgini bile aldin
Beni kendi sevgimle baş başa biraktin
Demek sevmemişinki sen
Sade bir yalanmiş sade
Sevmenin nedenli oldugunu bilseydin
Aşkim dedigin adami terk etmezdin
Üç Beş Dakikacık Fedakârlık
bizim mahalledeki okula
o kadar çok çocuk gelir ki arabayla
okulun etrafı her gün curcuna
mahalle arasında bile vasıtalar takılıp kalır kuyruğa
bilemiyorum, belki çoğunun evi uzaklarda
onun için binmiş gelmişlerdir kocaman lüks arabalarla
ya ne demeli üç beş sokak ötede oturanlara
hem de serin ve güneşli bir bahar sabahında
trafik curcunasına katkıda bulunanlara
hanım efendi veya bey efendi, sabah azıcık erken kalksa
veya üç beş dakika erken dışarı çıksa
eminim yürüyerek daha çabuk gelecekler okula
laf mı benim söylediklerim aslında
kolay mı yani erken kalkmak şu zamanda?!
sözüm, üç beş dakika erken kalkamayanlara
veya evden dışarı çıkamayanlara
trafiği gereksiz yere sıkıştırıp çevreyi gaza boğanlara:
şikayet etmeye hakkınız yok asla
hayatın her gün pahalandığına
mevsimlerin birbirine karıştığına
hastalıkların çoğaldığına
çocukların tembelleşip şımardıklarına...
Gafletten Uyan
Uyan be insanlık gafletten uyan
İnsandır Bosna’da ser sefil olan
İnsan hakları barış gücü yalan
Gel İnsanlık gayri gafletten uyan...
Çeçenistan’a seyirci kalanlar
Yazar senaryolar çizer planlar.
Barış gücü, Nato, falan filanlar
Ne insanlık gayri gafletten uyan...
Tiyatroda Fransız, Amerika
İngilizler alkış tutar kahkaha
Saddam’a ikaz verenler sabaha
He insanlık gayri gafletten uyan...
Umut oparesyonu der Somali’ye
Toplandılar bak ortak bir kümeye
Fareyi arslan kılarlar kediye
Be insanlık gayri gafletten uyan...
Bosna’da, Karabağ’da katliamlar
Nerde barış gücü can kurtaranlar?
İsrail’e susar Filistin’e yumruklar
De insanlık gayri gafletten uyan...
Deyüsluklara adalet diyenler
Adaleti kimlere niçin verirler?
Katledilirken çorçocuk gelinler
Sen insanlık gayri gafletten uyan.
Mademki
Mademki sevmeye niyetin yoktu,
Arayan gözlerle bakmayacaktın.
Mademki çılgındın sevdiğin çoktu,
Çaresiz gönlümü yakmayacaktın.
Başka kız yok muydu, elbette çoktu,
Senden başkasına niyetim yoktu,
Madem anlamazdın ilacın yoktu,
Gönül yarasına bakmayacaktın.
Sevgidir dünyada en kutsal duygu,
Duymak gerekmez mi sevene saygı?
Madem kararsızdın duyardın kaygı,
Bir anda gönlüme akmayacaktın.
Hüzünle bakarım durduğun yere,
Gözyaşım sel oldu, gözlerim dere,
Mademki değildim ben sana göre,
Kalbime okları çakmayacaktın.
Uçma havalarda, birazcık eğil,
Ömürlük sevmiştim, mevsimlik değil,
Unutmak inan ki elimde değil,
Bu büyük sevdayı yıkmayacaktın.
Her şeye rağmen kırgın değilim,
Hâlâ seviyorum yorgun değilim,
Gönlüm seninledir dargın değilim,
Araya hasreti sokmayacaktın.
Aşkını anlatsam yetmez ki süre,
Arif'e dar gelir sensiz bu küre,
Mademki kalbime girdin bir kere,
Ordan ömür boyu çıkmayacaktın.
Şafak
bir gece daha sabaha kavuştu
güneşin doğuşu bile sancılı
gözlerim alev topu sabahı bekledim
yetmedi göz yaşım söndürmeye
diktim gözlerimi karlı karanlık tepelere
belki kar söndürür gözlerimi diye
turuncu bir ateş yumağı gibi
güneş tepelerin ardında gösterdi kendini
yanıyor gözlerim ruhum yüreğim
bir gece daha sabaha kavuştu
ben sana ne zaman? ne zaman?
İç Hesaplaşma
Algılayamam artık sevgiyi kalbim dağlanmış
Kendimi arıyorum hayatın belirsizliğinde
Kime anlatayım derdimi dilim bağlanmış
Yıldızlar kayıp gecemde
Gözlerimde donmuş ölü bir bakış
Söyleyin bana hangi çiçek solmamış
Ben soldum gençliğimde
Yaşayamam ben sensiz, sevmeden
Bir canım var her an ölüme hazır
Açmış kollarını gökyüzüne ağlıyor bir koca çınar
Benim gibi yalnız, oturmuş boğaza nazır
Ne farkım kaldı ki gölgemden?
Can çekişiyor vicdanım geçmişin gazabında
Her şey silinmiş bir tek hatıraların kalmış iz
Çağırıyor beni koynuna köpüren dalgalar
Hissetmiyor tenim rüzgarı dolaşırken kafamda kasırgalar
Nasıl yutar beni kararmış soğuk deniz
Çoktan boğulmuşsa ruhum karanlıkların girdabında
|
|
|
|
|
|
|
BU GÜN 13 ziyaretçi (18 klik) DOT BURDAYDI |
|
|
|
|
|
|
|